Türkiye'nin sebze ve meyve çeşidi bakımından dünyanın en önemli ülkeleri arasında bulunduğunu, fındık, incir, kayısı, kiraz, ayva ve nar üretiminde dünyada ilk sırada yer aldığını kaydetti.
Buna rağmen üretici konumundaki Türkiye üzerinde birtakım oyunlar oynandığını öne süren Er, “Birileri bizim önümüze geçmek için çeşitli senaryolar hazırlıyor. Sebze ve meyvelerimizin ihraç edilmesini engellemeye çalışıyor. Örneğin 2005 yılında 'Akdeniz bölgesinde narenciyede sinek hastalığı var' dediler. Böyle bir hastalık bizde hiç
görülmemiştir. Üstelik bu hastalık narenciyenin üzerinde kesinlikle olmaz” dedi.
görülmemiştir. Üstelik bu hastalık narenciyenin üzerinde kesinlikle olmaz” dedi.
Türk topraklarında 160'ın üzerinde bitki familyası, 120'den fazla bitki cinsi, 9 binin üzerinde bitki türü yetiştiğine dikkati çeken Er, Türkiye'nin gerçekte 500 milyar dolar olan tarım potansiyelinin, yeterli ve sürekli tarımsal politikalarının olmaması nedeniyle oldukça azını kullandığını kaydetti.
Er, tarım alanlarının fazla bölünmüşlüğü, sulanabilen arazilerde modern sulama tekniklerinin kullanılmaması ve çiftçilerin eğitimsizliğinin de ürün alımını düşürdüğünü belirterek, buna rağmen Türkiye'nin birçok sebze ve meyvede dünyanın ilk 10 üreticisi arasında bulunduğunu ifade etti.
Türkiye'nin bu eksikliklerini giderdiği durumda tüm dünyaya ihracat yapabileceğini belirten Er, bunun yanı sıra yurt dışında ciddi bir lobiye de ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
SEBZE VE MEYVE SEÇİMİ
“Meyve ve sebzelerin tazeliğini, eski ürün olup olmadığını, kalitesini dışardan bakarak anlamak mümkün” diyen Er, kaliteli sebze ve meyve seçmenin basit yollarının bulunduğunu söyledi.
Er, bu konuda şu bilgileri verdi:
“-Domates: Ağır, kırmızı ve kabuğu ince olanı tercih edilmeli. En lezzetli domates, güneşte olgunlaşan ve yaz aylarında toplanan domatestir. Olgun ve iyi domatesin tepe kısmının çevresinde hafif yeşil çizgiler olur.
-Karpuz: Ele alındığında ağır olmalı. Kabuğu aynalı olacak, parlayacak. Karpuzun çehresi sararmış olmayacak. Sararmış karpuz güneşte çok kalmış ve çürümeye yüz tutmuş demektir.
-Kavun: Karpuz gibi ele alındığında ağır ve kabuğu parlak olmalı. Ancak kavun, karpuzun aksine bekledikçe ağırlaşır ve tadı güzelleşir.
-Salatalık: İyisi kısa, parlak ve kalem gibi dümdüz olmalıdır. Ne kadar büyürse o kadar yumuşar, tatsızlaşır. Pütürlü salatalık iyi değildir.
Sapı yeşilse salatalık tazedir.
-Patlıcan: Simsiyah olmalı ve tutulduğunda ele renk vermemeli. Dışa renk vereni ilaçlanmıştır.
-Üzüm: Sapı mutlaka yeşil olmalı. Beyaz üzüm biraz sarımsı görünmeli, siyah üzüm de simsiyah olmalı. Üzümün sapı yeşil değilse taze değildir.
-Kayısı: Kalitelisi serttir, kızarıktır ve ele alındığında ağır olduğu hissedilir.
-Ayva: Sapsarı olmalı ve kokusunu dışarı vermeli. Koklanarak seçilebilir.
-Armut: İyi armudun rengi tam sarıdır ve serttir.
-Çilek: Çileğin iyisi düzgün görünümü olanıdır. Olgunlaşmış çilek yenilmelidir. Olgunlaşmamış çileğin aroması azdır ve serttir. Çileğin güneşte az duranı makbuldür.
-Portakal: Kabuğu ince ve parlak olanı tercih edilmelidir.
-Yeşil erik: En iyisi papaz eriğidir. Sert erik kaliteli ve lezzetli olandır. Kaliteli erik, yukarıdan yere bırakıldığında karpuz gibi çatlamalı.
-Şeftali: İyi şeftalinin ağzı kapalıdır. Kaliteli şeftalinin ele alındığında görünümünden daha ağır olduğu hissedilmelidir. İyi şeftali çekirdeğinden kolaylıkla ayrılır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder